15 Temmuz 2010 Perşembe

Yoksa siz beni tanıdığınızı mı zannediyorsunuz kuzum ?

Dsmnre’yi sallamayıp yazmaya karar verdim. Galiba hayatta en iyi becerebildiğim şeylerden biri bu. Tüm problemleri, sıkıntıları bir anlık kararla yokmuş gibi kabul edip (aslında varolan problemi kabulleniyorum sanırım) hayatıma kaldığı yerden devam etmek. Böyle bir karakterim olduğu için şanslıyım evet. Annemin dediği gibi yaşlanmayacağım ben =)

Asıl yazmak istediğim konuya gelince :
Geçenlerde eski bir arkadaşımdan duyduğum “sen her zaman kapalı kutuydun, herkesin hakkında herşeyi bilirdik, ama senin hakkında şimdi bile bilmediğimiz bir sürü şey var” cümlesi üzerine herkesin blogunda itiraf vs. postları var benim niye olmasın diye düşündüm. Buyrun :

1) Hayatım boyunca hiç zayıf bir insan olamadım. 1 yaşındayken 18 kiloydum :s

2) Küçükken bana ne olacaksın diye sorduklarında uzun yıllar boyunca “dansöz” cevabını verdim. Evet, dans etmeyi seviyorum =)

3) Dans etmeyi çok sevmeme,eğitimini almama ve bir aralar çok esnek bir insan olmama rağmen takla atamıyorum. Beden eğitimi dersim hiç pekiyi gelmedi sırf bu yüzden...

4) Yürürken çevremde gülüşme sesleri duyduğumda acaba bana mı gülüyorlar, benimle dalga mı geçiyorlar diye düşünürüm. Galiba sosyofobiğim biraz...

5) Yazı obsesyonum var benim. Yazdığım yazı illaki içime sinecek, harfler aynı boyutta, aynı derece italik olacak. Olmadı mı ? Son satırda olsam bile hiç acımam “cart” diye yırtarım sayfayı... Derslerde hocayı kaçırmamak için binbir kriz geçirerek yazdığım özensiz notlardan asla çalışamam, hele ki başkasının notundan ölsem çalışamam.

6) Platonik aşk hem çok güzel, hem çok salak birşey... Ve evet burda dayanamayıp bombayı patlatacağım sanırım =) Üniversitede 3 koskocaman yılımı, bu yazıyı okuyabilecek olan kişilerin çoğunun tanıdığı birine platonik aşk besleyerek geçirdim. Bu 3 yıl boyunca karşıma çıkan herkesi bir saniye bile düşünmeden reddettim/sallamadım. Takıntılı olmuştum resmen ona karşı, o olmazsa kimse olmasın diyordum. Şimdi düşündüğümde çok komik geliyor, hala karşılaşıyoruz,selamlaşıyoruz, konuşuyoruz. Eskisi gibi “ölüyorum anlasanağğ” modunda değilim ama sanırım içimde çok büyük bir ukte olarak kaldı o kişi. Kim olduğu top secret, çok ısrar ederseniz belki =)

7) 6. maddede bahsetmiş olduğum sallamadığım kişilerden bir tanesi için çok pişman oldum sonradan... Onu da tanıyanlar çıkabilir belki :P

8) Dans konusunda gösterdiğim hevesi müzikte gösteremedim maalesef... Bora Uslusoy’dan gitar dersi aldım bir süre, herşey iyiydi hoştu, gayet azimli,istekliydim. Ne zamanki yerine Şevket Akıncı geldi, adam beni gitardan soğuttu resmen. Okulda flüte başladım, Sıtkı’cığımı bilen bilir ona da dayanamadım. Evet, hoca konusu çok önemli benim için. Şimdi şan derslerinde Filiz Hoca’mla mutluyum gayet, bizi çok heyecanlandıran bir projemiz var hatta.
It’s gonna be legen..wait for it... =)

9) Yabancı müzik dinlemeye Spice Girls ile başladım.

10) Düşündüm de, şimdiye kadar kimsenin yanına çıkar için yaklaşmadım sanırım. Yapamıyorum ben, kandıramıyorum insanları, nasıl hissediyorsam ona göre davranıyorum. Sevmediğim bir insana bile bile yalakalık yapamıyorum, sahte davranamıyorum. Çıkarım olsa bile muhatap olmamayı tercih ediyorum. Böyle biri olduğum içinde gurur duyuyorum kendimle...

11) Bir konuşsam karşıki dağlar yıkılır...

to be continued...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder